Sözlerime kilit, ağzıma mühür vurdum da
Yine de susturamadım “sen” diye atan kalbimi.
Bu garip bir veda olacak
Çünkü aslında hep içimdesin
Ne kadar uzağa gitsem de
Gittiğim her yerde benimlesin
Gittin mi
Kaldın mı
Hiç sesin gelmiyor
Varlığınla yokluğunun arasındayım
Yokluğunu
Varlığından çaldıklarımla
Tamamlamaya çalışıyorum
Ellerimden soğuk
Yüreğimden buz
Üşüyen kelimelerim var dilimde
Yazamıyorum…
Anladım artık
Sen bana, gelmeyeceksin.
Sen bana
Kaf dağı kadar uzakken
Ben sana
Bir nefes kadar yakındım
Sen
Ömür defterimin
En masum günahıydın
Ama
Puslu bir gecenin
Arife sabahında
Bayramı yaşatmadan
Bir kibrit çakıp yaşananları
Yakıp da gittin…
Mayıs gibiyim bugünlerde
Bir yanım güneşe dönük
Bir yanım soğuk alabildiğine...
Kararsız havalar gibi
Ha yağdı ha yağacak gözbebeklerim
Bir bulut ağlıyor derinlerimde...
Kırıldım işte...
Öyle çok ve içten kırıldım...
Canımı yakanlara hesabımı soracak bir tek kelime bile bulamadım..
Öyle anlamsız ki her şey...
Öyle sıradan...
Oysa ben hiç sıradan sevmedim kimseyi...
Peki neden şimdi her şey sıradan oldu ki...
Mutlu olmakla mutsuz olmanın arasında bir yerde kaybolup gitmekten korkuyorum .
Ey sevgili,
Bir selam bile,
Verseydin eğer,
Sevinirdi göz bebeklerim.
Çocukça çığlıklara boğulurdu sesim…