Yorum Sayısı: 2,009
Konu Sayısı: 476
Üyelik Tarihi: 30-01-2014
Rep Puanı:
0
Teşekkürler: 0
0 Mesajına, 0 Teşekkür edildi.
16-02-2015, Saat: 02:34
(Son Düzenleme: 16-02-2015, Saat: 02:35 , Düzenleyen: ErdogmusNet.)
EVLİLİĞİ ÖLÜDÜREN SEBEPLER
Konuşulan Cümlelerin Rolü
Çok büyük umutlarla, büyük bir bir aşkla hayatlarınızı birleştirdiğiniz gün aslında mutlu son değil, mutlu bir başlangıçtır. Bu mutluluğu daim kılmanın yolu ise, çiftlerin birbirlerine olan davranışlarından geçiyor. Genelikle evlendikten sonra çiftler amaçlarına ulaşmış gibi davranıp, kendilerini bırakıyorlar, o eski ince düşüncelerden, anlayışlı insanlardan ve sonunda aşık bir çiftten eser kalmıyor.
Evliliklerde kesinlikle söylenmemesi gereken bazı cümleler var. Birçok kişi zaman zaman bu cümleleri eşine karşı kullanmış olabilir, çok büyük bir sıkıntı yok bunda. Ancak bu cümleler eğer her geçen gün farkında olmadan daha sık kullanılmaya başlandıysa tehlike sinyalleri çalmaya başlamıştır ve bir an önce müdahale edilmesi gerekmektedir.
Evliliği Öldüren Cümleler:
Ben biliyordum!!!
Bu iki kelimelik kısa cümle, en sert ve sinir bozucu cümlelerden biridir. Evet gerçekten haklı olabilirsiiz ama evliliğiniz için bu cümleyi kullanmaktan kaçınmalı, daha yumuşak kelimeler seçilmelidir.
Keşke!!!
Keşkeyle başlayan herhangi bir cümlenin sonu kavgaya ya da tartışmaya gidebilir. Bu tek kelime bir anda evliliğinizi bitirebilecek tehlike içermektedir.
Bak Onun Kocası/Karısı Böyle Yapıyor!!!
Başka biriyle karşılaştırılmak kadar itici ve sinir bozucu birşey yoktur. Bu cümle karşınızdaki insanı demoralize etmekten başka hiçbir işe yaramaz.
Sen Yapamazsın!!!
Eğer karşınızdaki insanı kendinizden uzaklaştırmak istiyorsanız bu cümleyi sık sık kullanabilirsiniz. Sen Yapamazsın ver ben yaparım cümlesi, eşinizi yetersiz görmekten başka birşey değildir.
Başım Ağrıyor!!!
Özellikle kadınların yatakta kullandıkları en sık bahanelerden biridir… Yatakta eşlerin sık sık birbirlerine bahaneler üretmesi, çiftin arasındaki bağı koparacak, çok büyük bir tehlikedir.
Ben Senin İçin Bunları Yaptım!!!
Zamanında eşiniz için yaptığınız şeyleri, ”Ben senin için onu yaptım, bunu yaptım” şeklinde sürekli önüne koyuyorsanız, evliliğiniz büyük tehlike altında demektir. Biran önce kendinizi toparlamanız gerekmektedir.
evliliği bitiren cümleler, evliliği bitiren diyaloglar, evlilik, evlilik hataları, evlilik problemleri, evlilik sorunları, evlilikte diyalog sorunları, ilişki problemleri, kadın, kadın siteleri, kız, kızlar, kızlara dair her şey
Yorum Sayısı: 2,009
Konu Sayısı: 476
Üyelik Tarihi: 30-01-2014
Rep Puanı:
0
Teşekkürler: 0
0 Mesajına, 0 Teşekkür edildi.
Yorum Sayısı: 2,009
Konu Sayısı: 476
Üyelik Tarihi: 30-01-2014
Rep Puanı:
0
Teşekkürler: 0
0 Mesajına, 0 Teşekkür edildi.
Hiç kuşkusuz evliliklerde sürekli mutluluk yoktur, sorunlar, sıkıntılar evliliği zaman zaman tehdit eder. Ancak eşlerin bazı davranışları vardır ki evliliğin nefes almasını engeller.
DÜRÜST OLMAMAK İLİŞKİYİ YALANLARLA BOĞMAK
Tüm ilişkilerde olduğu gibi, sağlıklı bir evliliğin temelinde de eşlerin birbirine dürüst olması son derece önemlidir. Güven duygusu, insanın en temel duygularındandır ve evlilikle bolca olması gerekir. Kadının veya erkeğin, eşine karsı içten ve dürüst olmaması ve bu yanlış tutumunu evliliği boyunca sürdürmesi, bir süre sonra karsı tarafta güvensizlik yaratır ve dürüst olmayan taralın ve evliliğinin sorgulanmasına neden olur. Söylenen yalanlar, sonsuza kadar saklanamadığından dolayı, yalanlar üzerine kurulu olan evlilikte çatlamalar baslar.
ÖFKENİN EŞE YÖNELMESİ
Bazı İnsanlar sürekli öfkelidirler. Çocukluk yıllarının mutsuz geçmesi, anne babası tarafından yeterli ilgi ve sevgi görmeyen, aile içinde kavga ve şiddetin olduğu çocuklar, öfke yüklü yetişkinler olurlar. Bu kişiler evlendikten sonra, içlerinde biriktirdikleri tüm öfkelerini eşlerine yükler ve yönlendirirler. İç dünyalarındaki kötü gidişattan eşleri sorumludur sanki. Sürekli öfke ve eleştirici tavırlar, aşağılama ve sözel şiddet, evliliği yıkıma götüren nedenlerin başında gelir.
HOŞGÖRÜSÜZLÜK
Evliliğin sağlam temellerini yıkan durumlardan biri de ihanettir. Evliliklerde iki tür aldatma vardır. Bunlardan birincisi, eşlerden birinin bir başkasına aşık olmasıdır ve bu durumda başkasına aşık olan eş, evliliğini bitirerek aşık olduğunu seçer. İkinci ihanet durumu da, kişilik ve davranış bozukluğuna sahip olan eşin, sürekli olarak aldatma davranışıdır. Bu insanlar ne evliliklerini ne de ilişkilerini bitirebilirler. Suçluluk duygularıyla boğuşurlar ve hem kendilerine hem eşlerine hem de sevgililerine psikolojik hasar verirler. Üstelik çocuklarına da olumsuz rol model oluşturdukları için, toplum ahlakının da dejenere olmasına katkıda bulunurlar.
Evlilik zor bir yaşam biçimidir. Sanıldığı kadar kolay ve toz pembe bir hayat yolculuğu değildir. Yaşamdaki zorluklar, stres, ekonomik sorunlar, ailelerin beklentileri ve eşlerin birbirlerine uymayan yönleri, evliliği zorlaştırır, üslerin birbirlerine olan hoşgörüleri, hata ve kusurların erimesine neden olur. Diğer eşe karşı hoşgörüsüzlük, ondan mükemmel olmasını beklemek, onun insan üstü bir varlık olduğunu sanmak, evlilikte yapılan en büyük hatalardandır. Sağlıklı evliliklere baktığımız zaman, her iki eşin birbirine oldukça hoşgörülü olduğunu görüyoruz.
Yorum Sayısı: 2,009
Konu Sayısı: 476
Üyelik Tarihi: 30-01-2014
Rep Puanı:
0
Teşekkürler: 0
0 Mesajına, 0 Teşekkür edildi.
1. Tartışmalara sert başlamak
Tartışmaya eşlerden birinin çok sert başlaması, örneğin saldırgan bir şekilde, yüksek sesle veya karşı tarafı aşağılayan bir cümle ile başlaması tartışmaların giderek alevlenmesini ve büyük kavgalara dönüşmesini sağlıyor. Bu durumun sıklıkla olması ise çifti boşanmaya götürüyor.
2. Eleştiri ve aşağılama
Çiftlerin birbirleriyle iletişim halindeyken kullandıkları “eleştiri ve aşağılama” ilişkinin yüzde 90 oranında boşanma ile sonuçlanacağını gösteriyor. Örneğin, eşin yaptığı davranışı değil de kişiliği eleştirmek “Benimle bunu paylaşmanı isterim” yerine “Sen çok bencilsin demek”, eşle konuşurken daha üst bir seviyedeymiş gibi onu aşağılayıcı şekilde konuşmak; örneğin dalga geçmek, isim takmak, gözlerini devirmek gibi. Bu davranışları yaptığınızda ona giden mesaj, ona hiç değer vermediğiniz yönünde oluyor.
3. Savunma
Pek çok kişi eşinden herhangi bir eleştiri aldığında hemen savunmaya geçer. Bu davranış esasen eşini suçlamanın bir diğer yöntemidir. Savunmaya geçerek eşinize bu benim değil senin problemin demiş oluyorsunuz. Örneğin, “Bu benim suçum değil, senin şu davranışından kaynaklanıyor” gibi. Eşten gelen eleştirilerden hiçbir zaman sorumluluk almayıp sürekli savunmaya geçildiğinde ilişkinin sonlanma ihtimali artıyor.
4. Duvar örme
Eşlerden birinin tartışma sırasında “Hı hı”, “Evet”, “Hayır” gibi aktif bir dinleme halinden sessizliğe bürünmesi ve göz kontağını keserek iletişimden tamamen kopması kısaca bir duvara dönüşmesi. Tartışmalarda duvar ören eşler genellikle o sırada bedenlerinde hissettikleri yoğun stresi azaltmak için bunu yapıyorlar. Duvar ören bir eşin karşısındaki eş ise bu durumu bir tepki olarak algılıyor ve tartışmayı daha fazla alevlendiriyor.
5. Dolma-taşma
Tartışma sırasında bedende oluşan fizyolojik değişimlerr; örneğin kalp atışının hızlanması, adrenalinin ve kan basıncının artması eşlerin tartışmayı sürdüremeyecek bir noktaya gelmesini sağlıyor. Beynin bilgi işlemleme becerisi azalıyor. Yani eşler tabiri caizse dolup taşıyorlar. Eşlerden biri böyle hissettiğinde kendini korumak için genelde eşiyle iletişimi kesip duvar örüyor. Bu durumun sıkça yaşanması da evliliği sonlandıran nedenlerden biri.
6. Başarısız telafi girişimleri
Bir tartışma sırasında ya da sonrasında bunu telafi edebilecek herhangi bir özür veya af dilemenin olmaması boşanmanın diğer belirtilerinden biri. Evliliğinden mutlu olduğunu ifade eden çiftlerin ilişkileri incelendiğinde tartışma esnasındaki en önemli farklarından biri eşlerine “Özür dilerim”, “Seni kırmak istemedim” gibi cümleler kurmaları.
7. Kötü hatıralar
Boşanmaya götüren nedenlerden biri de çiftin geçmişle ilgili olumsuz şeyleri hatırlamaları ve sürekli gündeme getirmeleri. Bu durum yaygın olarak tartışmalarda ortaya çıkıyor ve "Sen şöyle yapmıştın, böyle yapmıştın" gibi cümlelerle başlıyor. Geçmişle ilgili bu olumsuzluklar ilişkinin bugününü ve geleceğini de olumsuz etkileyerek boşanmaya götürebiliyor.
8. Sonraya saklama veya biriktirme
Çiftler birbirleriyle ilgili bir olumsuzluk yaşadıklarında bunu sonraya saklamaya veya birkaç olay üst üste geldiğinde eşleri ile paylaşmaya çalışabiliyor. Böyle olduğunda bekleyen konular başta küçük olsalar bile sonradan büyük meselelere ve kavgalara dönüşebiliyor. Bu durumun sık olması ise boşanmaya neden olabiliyor.
9. Duygusal kopukluk
Duygusal kopukluk eşlerin eskisi gibi birbirleriyle hiçbir şeyi paylaşmamaları, beraber vakit geçirmemeleri, kısacası “biz” olmaktan çıkarak sadece birer birey olarak hareket etmeleri anlamına geliyor. Aldatmanın da bir numaralı belirtisi olan duygusal kopukluk, kaçınılmaz olarak boşanmanın en önemli göstergelerinden biri.
10. Etkiyi kabul etmemek
Eşlerin birbirlerinden gelen etkilere açık olmaları ve birbirlerini dikkate almaları yerine diğerinin söylediği, düşündüğü şeyi reddetmeleri ya da önemsememeleri. Bu konudaki önemli bir araştırma bize erkeklerin kadınlara göre etkiyi çok daha az kabul ettiğini ve kabul etmemeyi sürdürdüğünde boşanma oranının yüzde 80 olduğunu gösteriyor.
|