16-02-2015, Saat: 05:32
Hiç kuşkusuz evliliklerde sürekli mutluluk yoktur, sorunlar, sıkıntılar evliliği zaman zaman tehdit eder. Ancak eşlerin bazı davranışları vardır ki evliliğin nefes almasını engeller.
DÜRÜST OLMAMAK İLİŞKİYİ YALANLARLA BOĞMAK
Tüm ilişkilerde olduğu gibi, sağlıklı bir evliliğin temelinde de eşlerin birbirine dürüst olması son derece önemlidir. Güven duygusu, insanın en temel duygularındandır ve evlilikle bolca olması gerekir. Kadının veya erkeğin, eşine karsı içten ve dürüst olmaması ve bu yanlış tutumunu evliliği boyunca sürdürmesi, bir süre sonra karsı tarafta güvensizlik yaratır ve dürüst olmayan taralın ve evliliğinin sorgulanmasına neden olur. Söylenen yalanlar, sonsuza kadar saklanamadığından dolayı, yalanlar üzerine kurulu olan evlilikte çatlamalar baslar.
ÖFKENİN EŞE YÖNELMESİ
Bazı İnsanlar sürekli öfkelidirler. Çocukluk yıllarının mutsuz geçmesi, anne babası tarafından yeterli ilgi ve sevgi görmeyen, aile içinde kavga ve şiddetin olduğu çocuklar, öfke yüklü yetişkinler olurlar. Bu kişiler evlendikten sonra, içlerinde biriktirdikleri tüm öfkelerini eşlerine yükler ve yönlendirirler. İç dünyalarındaki kötü gidişattan eşleri sorumludur sanki. Sürekli öfke ve eleştirici tavırlar, aşağılama ve sözel şiddet, evliliği yıkıma götüren nedenlerin başında gelir.
HOŞGÖRÜSÜZLÜK
Evliliğin sağlam temellerini yıkan durumlardan biri de ihanettir. Evliliklerde iki tür aldatma vardır. Bunlardan birincisi, eşlerden birinin bir başkasına aşık olmasıdır ve bu durumda başkasına aşık olan eş, evliliğini bitirerek aşık olduğunu seçer. İkinci ihanet durumu da, kişilik ve davranış bozukluğuna sahip olan eşin, sürekli olarak aldatma davranışıdır. Bu insanlar ne evliliklerini ne de ilişkilerini bitirebilirler. Suçluluk duygularıyla boğuşurlar ve hem kendilerine hem eşlerine hem de sevgililerine psikolojik hasar verirler. Üstelik çocuklarına da olumsuz rol model oluşturdukları için, toplum ahlakının da dejenere olmasına katkıda bulunurlar.
Evlilik zor bir yaşam biçimidir. Sanıldığı kadar kolay ve toz pembe bir hayat yolculuğu değildir. Yaşamdaki zorluklar, stres, ekonomik sorunlar, ailelerin beklentileri ve eşlerin birbirlerine uymayan yönleri, evliliği zorlaştırır, üslerin birbirlerine olan hoşgörüleri, hata ve kusurların erimesine neden olur. Diğer eşe karşı hoşgörüsüzlük, ondan mükemmel olmasını beklemek, onun insan üstü bir varlık olduğunu sanmak, evlilikte yapılan en büyük hatalardandır. Sağlıklı evliliklere baktığımız zaman, her iki eşin birbirine oldukça hoşgörülü olduğunu görüyoruz.
DÜRÜST OLMAMAK İLİŞKİYİ YALANLARLA BOĞMAK
Tüm ilişkilerde olduğu gibi, sağlıklı bir evliliğin temelinde de eşlerin birbirine dürüst olması son derece önemlidir. Güven duygusu, insanın en temel duygularındandır ve evlilikle bolca olması gerekir. Kadının veya erkeğin, eşine karsı içten ve dürüst olmaması ve bu yanlış tutumunu evliliği boyunca sürdürmesi, bir süre sonra karsı tarafta güvensizlik yaratır ve dürüst olmayan taralın ve evliliğinin sorgulanmasına neden olur. Söylenen yalanlar, sonsuza kadar saklanamadığından dolayı, yalanlar üzerine kurulu olan evlilikte çatlamalar baslar.
ÖFKENİN EŞE YÖNELMESİ
Bazı İnsanlar sürekli öfkelidirler. Çocukluk yıllarının mutsuz geçmesi, anne babası tarafından yeterli ilgi ve sevgi görmeyen, aile içinde kavga ve şiddetin olduğu çocuklar, öfke yüklü yetişkinler olurlar. Bu kişiler evlendikten sonra, içlerinde biriktirdikleri tüm öfkelerini eşlerine yükler ve yönlendirirler. İç dünyalarındaki kötü gidişattan eşleri sorumludur sanki. Sürekli öfke ve eleştirici tavırlar, aşağılama ve sözel şiddet, evliliği yıkıma götüren nedenlerin başında gelir.
HOŞGÖRÜSÜZLÜK
Evliliğin sağlam temellerini yıkan durumlardan biri de ihanettir. Evliliklerde iki tür aldatma vardır. Bunlardan birincisi, eşlerden birinin bir başkasına aşık olmasıdır ve bu durumda başkasına aşık olan eş, evliliğini bitirerek aşık olduğunu seçer. İkinci ihanet durumu da, kişilik ve davranış bozukluğuna sahip olan eşin, sürekli olarak aldatma davranışıdır. Bu insanlar ne evliliklerini ne de ilişkilerini bitirebilirler. Suçluluk duygularıyla boğuşurlar ve hem kendilerine hem eşlerine hem de sevgililerine psikolojik hasar verirler. Üstelik çocuklarına da olumsuz rol model oluşturdukları için, toplum ahlakının da dejenere olmasına katkıda bulunurlar.
Evlilik zor bir yaşam biçimidir. Sanıldığı kadar kolay ve toz pembe bir hayat yolculuğu değildir. Yaşamdaki zorluklar, stres, ekonomik sorunlar, ailelerin beklentileri ve eşlerin birbirlerine uymayan yönleri, evliliği zorlaştırır, üslerin birbirlerine olan hoşgörüleri, hata ve kusurların erimesine neden olur. Diğer eşe karşı hoşgörüsüzlük, ondan mükemmel olmasını beklemek, onun insan üstü bir varlık olduğunu sanmak, evlilikte yapılan en büyük hatalardandır. Sağlıklı evliliklere baktığımız zaman, her iki eşin birbirine oldukça hoşgörülü olduğunu görüyoruz.