ERDOĞMUŞ KÖYÜ

ŞEYTAN MELEKMİYDİ ?
Yüce Allah âlemleri, gökleri, yeri ve içlerindeki varlıkları, bitkiler, hayvanlar, denizler, dağlar vs. canlı-cansız ne varsa her şeyi yoktan var etmiştir. Var edilenler arasında cinler, melekler ve insanlar da vardır. Her yaratılan varlık Yüce Allahın koyduğu kurallar doğrultusunda verilen görev veya işini yapmakta ve hali üzere Allah’ı tesbih ve takdis etmektedir. (Hadid 57/1) İnsan ve cin topluluğu ise Allah’ın koyduğu kurallar ve verilen görevleri yapma ve yapmama konusunda değişik davranışlar sergilemektedirler. (İnsan 76/3; Cin 72/1-15) Halkımız arasında “Şeytan, melekti, meleklerin hocası idi vs.” şeklinde konuşmalar ve inanışlar olduğu görülmektedir. Kur’an-ı Kerimin bir çok suresinde ( A’raf 7/11-25; Hicr 15/28-43; İsrâ 17/61-64; Kehf 18/50-51); Sâd 38/71-85; anlatıldığı gibi, Bakara suresi 34. Âyetinde de Meleklerin Âdem’e secde etmesi ve İblis’in bu emre karşı gelmesi anlatılmaktadır; Yüce Allah “Meleklere, Âdem’e secde edin” dediğimizde İblis dışındakiler derhal secde ettiler; o direndi, büyüklendi ve kâfirlerden oldu.” buyurmuştur. Bu âyeti okuyan bir kişi İblis’in de meleklerden olduğunu düşünmektedir. Halbuki “0 cinlerdendi; rabbinin emrinden dışarı çıktı (Kehf 18/50) âyeti kerimesinde Şeytan’ın cinlerden olduğu bildirilmiştir. O halde Cinler nasıl varlıklardır? Cin, örtmek, örtünmek ve gizli kalmak anlamındaki cenn kökünden türeyen bir isim olup tekili olan cinnî “örtülü ve gizli şey manasına gelir. Terim olarak “duyularla idrak edilemeyen, insanlar gibi şuur ve iradeye sahip bulunan, mü’min ile kâfir gruplarından oluşan varlık türü” anlamına gelir. (M.Süreyya Şahin, DİA, Cin mad. 8/5)Cinler de insanlar gibi Allaha kulluk yapmak üzere yaratılmıştır. Yüce Allah; “Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” (Zariyat 52/56) buyurmuştur. Kur’anda; İnsanlarda olduğu gibi cinlerde de inanan ve inanmayanların olacağı belirtilmektedir; “Ey Muhammed! De ki: “cinlerden bir topluluğun Kur’an’ı dinleyip şöyle dedikleri bana vahyolundu: Biz doğru yolu gösteren, harika bir Kur’an dinledik ve ona inandık; biz Rabbimize hiçbir şeyi ortak koşmayacağız” (Cin 72/1-2); “Andolsun biz insanı (pişmiş) kuru bir çamurdan, şekillenmiş kara balçıktan yarattık” (Hicr 15/26) “Cinleri de daha önce kavurucu bir ateşten yaratmıştık” (Hicr 15/27) Rabbin meleklere demişti ki: ben muhakkak çamurdan bir insan yaratacağım. Onu tamamlayıp, içine de ruhumdan üfürdüğüm zaman, derhal ona secdeye kapanın! Bütün melekler toptan secde ettiler. Yalnız İblis secde etmedi. O büyüklük tasladı ve kâfirlerden oldu. Allah: Ey İblis! İki elimle yarattığıma secde etmekten seni meneden nedir? Böbürlendin mi yoksa yücelerden misin? Dedi. İblis: Ben ondan hayırlıyım! Beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın, dedi Allah: Çık oradan (cennetten)! Sen artık kovulmuş birisin, ceza gününe kadar lânetim senin üzerindedir! buyurdu. (Sâd 38/71-78). İblis’in kâfir oluşu yalnız emri yerine getirmemesi değil onu beğenmemesi ve kibirlenerek kendi kıyasıyle eleştirmeye kalkışmasıdır.( Elmalılı M.Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili, 1/272). Melek, “farklı suretlere girebilen ve duyularla algılanamayan nûrânî varlıklar” şeklinde tarif edilen melek, Kur’an-ı Kerimde ve tevatür derecesine ulaşan hadislerde inanç esasları arasında sayılmaktadır. İnsanlar ve cinlerden farklı olarak nurdan yaratıldıkları nakledilen meleklerin, Âdemin yaratılışından önce mevcut bulundukları ve Allahın hitabına mazhar olup bizzat O’nunla konuştukları anlaşılmaktadır. (M.Sait Özervarlı, DİA, Melek mad, 29/40) Melekler, Allahın emirlerini yerine getiren asla emirlerine karşı gelmeyen ve isyan etmeyen (Nahl 16/49-50; Tahrim 66/6), Peygambere salat ve selam getiren (Ahzap 33/56), mü’minler için dua ve istiğfar eden (Mü’min 40/6-7; Şura 42/5) varlıklardır. Meleklerin Ademe secde etmesi, Allahın emrini yerine getirmek üzere Ademe saygı göstermesi bizzat Allaha ibadettir, çünkü asıl mabut yüce yaratıcıdır (Elmalılı M.Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili, 1/273) Meleklerin arasında bulunan ve onlar Allah’ın emri üzerine Adem’e secde ettikleri halde bu emre karşı koyan iblis’in “melek mi, cin mi?” olduğu konusu tartışılmıştır. Bazı rivayetler yanında özellikle bu âyette geçen “…İblis hariç melekler secde ettiler” ifadesine dayanan bazı tefsirciler onun önde gelen bir melek olduğunu, bu isyandan sonra meleklik vasfını kaybettiğini ve kendisine Allah tarafından farklı özellikler verildiğini ileri sürmüşlerdir. “o, cinlerdendi; rabbinin emrinden dışarı çıktı (Kehf 18/50) meâlindeki âyeti delil olarak kullanan tefsirciler de İblis’in melek değil, cin türünden olduğunu hatta nasıl Âdem insanlığın babası ise onun da, cinlerin babası olarak yaratıldığını savunmuşlardır. Her ne kadar “İblis hariç” şeklindeki istisna, İblis’in meleklerden olduğu kanaatini veriyorsa da, bir toplulukla beraber bulunan, fakat onların cinsinden, türünden olmayan varlıklar için de istisna ifadesi kullanıldığı(istisna-ı munkatı), meselâ “koyun sürüsü geldi ancak çoban gelmedi” denildiği, ayrıca meleklerin yaratılış özellikleri arasında “Allahın emrine karşı çıkmamak ve buyurulanı yerine getirmek” (Tahrim 66/6) vasfının da bulunduğu göz önüne alındığında İblis’in melek türünden olmadığı tesbiti ve yorumu ağır basmaktadır. (1) Netice olarak, Yüce Allah, gökleri, yeri ve içindeki bitki, hayvan gibi varlıkları yarattığı gibi, cinleri, melekleri ve insanları da kendisine ibadet-kulluk yapmaları için yaratmıştır. Ancak gökler, yer, bitki ve hayvanlar kendilerine verilen görevi yerine getirmekte yani kendi hallerince tesbih ve ibadet- kulluk yapmaktadırlar; (Hadid 57/1: Haşr 59/1; Saf 61/1; Cuma 62/1: Teğabûn 64/1; ) Melekler de kendilerine verilen görev dışına asla çıkmayan, seçme hürriyeti olmayan varlıklardır. (Tahrim 66/6), İnsanlar ve cinler ise yaratılışları gereği iradeye sahip, seçme hürriyeti olan, iyi veya kötü yolda, iman veya küfür yolunda olabilecek şekilde yaratılmışlar ve imtihana tabi tutulmuşlardır. Yukarıda da anlatıldığı gibi melekler kendilerinde olan vasıflar gereği verilen emri (Âdeme saygı-secde emrini) hiç tereddütsüz ve fikir yürütmeden yerine getirmişler, fakat cinlerden olan şeytan İblis ise seçme hürriyetini kullanarak emre karşı gelmiş, kibirlenmiş ve kendisinin daha üstün olduğunu dile getirmiş, bu sebeple yüce Allah onu kâfirlerden saymıştır. Anlaşıldığı üzere bir meleğin şeytan-iblis veya kâfir olması mümkün değildir. İblis, melek değil cinlerin kâfir olanıdır. (1) Prof.Dr.Hayreddin Karaman, Prof.Dr.Mustafa Çağrıcı, Prof.Dr. İbrahim Kâfi Dönmez, Prof.Dr.sadreddin Gümüş, Kur’an Yolu Türkçe Meâl ve Tefsir, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları,Ankara 2007, I/105-106.
Veli Vehbi BARDAKÇI
Müftü

 

Devamını Oku
Top