GÜZÜNGÜLÜ KÖYÜ
İlçeye 14 kilometre uzaklıkta kurulmuş Gediz’e bağlı bir köydür. Seyrantaşı Tepesi’nin güney eteklerinde kurulmuştur. Tarım ve hayvancılıkla geçinen köyün, yörede Suyunbaşı diye anılan derenin (Şarlak) sularıyla sulanabilen topraklarında sebze yetiştirilirken, diğer alanlarında hububat ekimi yapılır. Tarımda makineleşmeye geçilmeden önce köyde, kağnı, saban, yaba, tırmık gibi tarım araç ve gereçleri yapılıyordu.
Güzüngülü’nün geçmişine dair kesin bilgiler yoktur. Ancak köy mezarlığı çevresinde yapılan kimi kaçak kazılar ve yakın geçmişte köyde yapılan bir inşaat çalışması sırasında ortaya çıkan haç kabartmalı bir yapı parçası, buranın Roma-Bizans dönemlerinde yerleşim alanı olarak kullanıldığını düşündürmektedir.
Bugünkü köyün, Kadys’in (Gediz) fethinden sonra buraya gelip yerleşen Türkmenler tarafından kurulduğu sanılmaktadır. Köyün adı 1530 tarihli Muhasebe-i Vilayet-i Anadolu Defteri’nde yer almamaktadır. Bu durum, Güzüngülü’nün o tarihte henüz kurulmamış olduğunu düşündürse bile, bunun başka nedenlerinin olabileceği de göz ardı edilmemelidir. Zira o tarihten bu güne Gediz’e bağlı köy sayısı ve köy adları dönemlere göre değişmiş, kimi zaman yeni köyler ortaya çıkarken, kimi köyler ortadan kalkmış, kimileri de birleşmiştir. O bakımdan Güzüngülü’nün ne zaman ve hangi koşullarda kurulduğunu söylemek güçtür.
Yerel kaynaklara göre, köyün adı bir kerametten doğmuştur. Buna göre Gediz’in erenleri her yıl bir başka yerde toplanıp derin sohbetlere dalar ve bu arada kerametlerini de sergilerlermiş. Bu toplantılardan biri de bir sonbahar günü şimdiki Güzüngülü Köyü’nde düzenlenmiş. Sohbet faslı sona erip keramet göstermeye gelince, ev sahibi eren sıkıca yumduğu avucunu açmış ve o anda avucunun ortasından bir gül fidanı yükselmeye ve her dalından gül vermeye başlamış…. Büyük şaşkınlık ve hayranlıkla izlenen bu keramet uzun süre dillerden düşmemiş ve o güne kadar bir başka adla anılan köy de Güzüngülü adıyla anılmaya başlanmış.
Keramet sahibi eren ölünce, köy camisinin güneyinde hazırlanan ahşap bir türbeye gömülmüş ve türbenin doğu duvarının dibine de ululuğu temsil eden bir ardıç ağacı dikilmiş. Ancak bu türbe yakın geçmişte yenisi yapılmak üzere yıkılmıştır. Yaşı bilinmeyen o ardıç ağacı da halen orada, yüzyıllara meydan okurcasına yaşamaya devam etmektedir.
Osmanlı döneminde yapılan cami ile ilgili bir vakıf kaydı şöyledir: “Gediz Kazası’nın Güzüngülü Karyesi’nden bina olunan cami-i şerif için Nizam Osman oğlu Mehmet Ağa’nın iki bin kuruş nukutu vakfı”
Genel Nüfus Sayımları verilerine göre köyün nüfusu 1935 de196, 1950 de 217, 1997 de 254, 2007 de 238 ve 2017 de 188 olmuştur.