SAZ KÖYÜ
Gediz-Altıntaş karayolunun 12. Kilometresinden kuzeydoğuya ayrılan 2 kilometrelik bir yola ulaşılan Gediz’e bağlı bir köydür. Sazköy, Murat Dağı’nın kuzeybatı eteklerinde, çevresi kızılçam ormanlarıyla kuşatılmış bir alanda kurulmuştur.
Adını Abdalcık Deresi vadisi boyunca yetişen saz ve kamışlardan alan yerleşim, geçimini maden işçiliği, taşımacılık, tarım ve hayvancılıktan sağlar.
Yörede herhangi bir arkeolojik çalışma yapılmadığından köyün geçmişine dair elde kesin bir bilgi yoktur. Ancak köy sınırları içinde bulunan Bebecik ve Köyyeri mevkilerinin, Roma döneminde birer nekropol alanı olduğu hakkında çevrede yaygın bir inanış vardır. Bu yüzden de bu iki alan, öteden beri mezar soyguncularının hedefi haline gelmiştir. Yakın geçmişte yaşanan iki olay Bebecik ve Köyyeri hakkında anlatılanların doğruluğuna kanıtlar nitelikltedir.
1935 yılında Bebecik’te yapılan bir tarım çalışması sırasında “ata binmiş asker” heykeli ortaya çıkmış, ancak tarla sahibi “başıma iş açılır” endişesiyle, heykelin üzerini toprakla kapatmıştır.
2008 de Köyyeri yakınlarında yapılan bir yol genişletmesi sırasında da iki mezar, bu mezarlara ait steller ve kemik parçaları bulunmuştur. Ancak adı geçen bu iki nekropolün hangi yerleşimlere ait olduğu bilinmediği gibi, yakın çevrede bir kent kalıntısı da yoktur.
Saz Köy’ün adı 1530 tarihli Osmanlı kayıtlarında “Sazada” olarak geçmektedir. Bu da, bu tarihten çok önce, belki de Gediz’in fethinden hemen sonra XIV. Yüzyılda kurulduğunu göstermektedir. Anlatılanlara göre, köyü Madanlar, Köseler, Allar ve Veliler diye anılan dört aile kurmuştur. Günümüzde Köyyeri diye anılan yörede kurulan köy XVII. Yüzyılın başlarında Celali eşkıyasınca defalarca yağmalanmıştır. Celalilerle baş edemeyen halk, kuzeydoğudaki orman içine, şimdiki köyün olduğu yere göç etmek zorunda kalmıştır.
1892 de yapılan köy camisine ait bir vakıf şöyledir:
Gediz Kazası kurasından Saz Karyesi ahalisinin müceddeten inşa etmiş oldukları Cami-i Şerif için AbdünNebi Efendi’nin bin kuruş nukut-u vakfı 1892
Osmanlı döneminde Sazköy’ün inanç önderlerinden biri olduğu sanılan Koyun Dede, kendi adıyla anılan tepede yatmaktadır. Köyün doğu yakasındaki bu tepede yakın zamanlara kadar yağmur duaları yapılır, hayır aşları pişirilirdi.
Sazköy, Gediz’de linyit kömürünün ilk kez gün ışığına çıkarıldığı yer olarak bilinir. Anlatılanlara bakılırsa, kömür 1920 lerde dere yataklarında ortaya çıkmış ve Gediz’de demirci atölyelerinde deneme amaçlı olarak kullanılmıştır. 1924 yılında yöreye gelen Ali Rıza Kuzucan adlı bir madenci köylülerden dinlediği bu öyküye dayanarak işe koyulmuş ve çok geçmeden de ilk ocak Bebecikte açılmıştır.
Gediz’in ilk hidro elektrik santrali de Sazköy’de kurulmuştur. Yapımına 1949 da başlanan santral 15 Haziran 1950 de üretime geçmiş ve ilçe elektrikle aydınlanan yerleşimler arasındaki yerini almıştır. Ancak Muratdağı Çayı üzerine inşa edilen bu santralden, gerek sık sık yaşanan su baskınları ve gerekse su azlığından beklenen verim alınamamıştır.
Çevre yerleşimlerin yararlandığı Sazköy Değirmeni de diğer su değirmenleri gibi teknolojiye yenik düşerek kapanmaktan kurtulamamıştır.
Yakın zamanlara kadar Saz-Sumaklı adıyla Sazköy’ün bir mahallesi olarak kalan Sumaklı, Sazköy’den ayrılarak köy statüsüne alınmıştır.
Günümüzde Çayboyu adıyla anılan anılan 25 nüfuslu bir mahalleye sahip olan Sazköy’ün 1935 te 299 olan nüfusu 1950 de 424, 1997 de 587, 2000 de 582, 2007 de 617 ye yükselmiş ancak sonrasında verilen göçlerle 2017 de 400 e düşmüştür.
1892’de yapılan köy camii ihtiyacı karşılayamaz olunca 1984 de yıkılmış ve yerine yenisi yapılmıştır.