ILICASU KÖYÜ
İlçeye 14 kilometre uzaklıkta, Şaphane Dağı’nın güney eteklerinde yer alan Gediz’e bağlı bir köydür. Ilıcasu, Gediz’in su zengini köylerinden biridir. Şaphane Dağı’nın sarp ve dik güney yamaçlarından doğan ve köyün hemen yanıbaşından geçen Çınarlıdere ve Köyderesi, güneyden geçen Ilıca Çayı ve nihayet doğudan akan Gediz Nehri ile kuşatılan köy topraklarında yüzyıllardır sulu tarım yapılmaktadır. Kaynağını Ilıca’dan alan iki sıcak su arkı ile sulanan Abide İle Ilıca arasındaki topraklarda köyün kurulduğu XIV. Yüzyılda çeltik üretiliyordu. Zaten yerleşim de adını köye adeta hayat veren bu sudan almıştır.
Germiyan Sultanı Yakup Bey XVI. Yüzyılın ilk yarısında Kütahya’da yaptırdığı medresesinin giderlerini karşılamak için Ilıcasuyu ve sözü edilen arkı satın almıştı. Yakup Bey’in taş vakfiyesinde buna dair ifadeler aynen şöyle yer alır: “Gediz’de Ilıca-suyu satın aldım. Hadle çeltik arığı ile Hüseyin Bey Oğlundan 1411” Hüseyin Bey, Kütahya’nın Armut eli Nahiyesi’ndendi.
Köyün tarihi geçmişini ışık tutan bu belge, Ilıcasu’yun Gediz’in fethedildiği yıllarda (1313) kurulmuş olabileceğini göstermesi açısından büyük önem taşımaktadır.
1530 tarihli Anadolu Vilayeti Muhasebe Defterinde de Gediz’e bağlı bir köy olarak görülen Ilıcasu’daki köy camisinin yapılış tarihi ve yaptıranı belli değildir. Ancak camiye ait bir vakıf Osmanlı arşiv belgelerinde şöyle yer alır: “Gediz Kazası kurasından Ilıca su Cami-i Vakfı”
I.Dünya Savaşı’na katılan Ilıcasulu askerlerden, Karagözoğulları’ndan Osman oğlu Halil, Mehmet oğlu Himmet, Şerif oğlu Hüseyin ve İbrahim oğlu Mehmet Çanakkale’de şehit olmuşlardır.
1935 Genel Nüfus Sayımı verilerine göre 463 olan köy nüfusu, 1950 de 614 e yükselse bile 1997 de 473 e 2007 de 430 a 2017 de de 317 ye gerileyerek 72 yıl öncesinin de altına düşmüştür.
Ilıcasu’dan göç edenlerin bir bölümü Şehitler Abidesi çevresinde (Hamidiye Hanı) oluşan Abide Köyü’nü kurarken, bir bölümü de yakın ve uzak yerleşimlere göçmüşlerdir.