ERDOĞMUŞ KÖYÜ

        Bugün bir ansiklopediyi karıştırırken kahraman Türkmen Beylerinden Karadona Bey'in hikayesi ile karşılaştım. Hikayeyi okuyunca bizim köyde halk arasında Gardonu, Kardoğu, Gardoğu gibi isimlerle anılan Karadona Dağı ile alakalı olduğunu gördüm. Meğer bizim Gardoğu yada Kardoğu olarak adlandırdığımız dağ, ismini bu Kahraman Türkmen Bey'inden almış. Nasıl mı?  Merak edenler alttaki hikayenin tamamını okusun o zaman.

KARADONA BEY

                Kadys’in (Gediz) fethi sırasında Dindymon Dağı (Murat Dağı) Harekâtı’nda şehit düşen alperendir.

                Dindymon’daki Asarkale’nin düşmesinin ardından güneybatıya yönelen Türkmen cengâverleri, Hamamönü’ndeki zorlu çarpışmalarda Murat ve Fikirsiz gazileri şehit vermişti. Bu çarpışmalardan kurtulabilen Bizans askerlerinin peşine düşen Karadona Bey komutasındaki cengâverler, bugünkü Arıca Köyü yakınlarında kıstırdıkları Bizanslılarla şiddetli çarpışmaya girmişti. Sık bir orman örtüsüyle kaplı, sarp ve dik kayalıklarda bütün gün boyunca süren bu çarpışmalar sonunda ağır yenilgiye uğrayan Bizanslılar, bugünkü Karılar Pazarı’na doğru kaçmış, ancak Karadona Bey de şehit düşmüştü. (1313)  Germiyan Ordusu’nun bu seçkin komutanı Dindymon’un güney doruklarından biri olan tepede toprağa verilmişti. Bu tepe o gün bu gündür Karadona ya da Evliya Tepe adıyla anıldı.

                Anadolu’nun Türkleşmesi sürecinde verilen on binlerce şehitten biri olan ve adı efsanelere karışan Karadona Bey’in kimliğine dair kesin bir bilgi yoktur. Bu gün Konya ve Çorum’da iki köy onun adını taşır. Bozüyük’te mezarları bulunan Karadona Beyler arasında doğrudan bir ilişki kurmak gerçekçi bir yaklaşım olmasa da, Karadona’nın halkın oluşturduğu bir efsane kahramanı olma ihtimalini de göz ardı etmemek gerekir. Zira “Sarıkız”, “Battal Gazi” gibi efsaneleşmiş kişilerin de bu gün pek çok yerde mezarı ya da makamına rastlamak mümkündür.

                XIV. Yüzyılın ilk çeğreğinde şehit düşüp, Murat Dağı’nın yüce doruklarından birinde yatan Karadona Bey, halkın gözünde evliyalığa ulaşmış yüce bir kişiliği temsil eder. Çevre köylerde, mezarın bulunduğu tepeye Evliya Tepe denmesinin de nedeni budur. Yöredeki bir inanışa göre, mezar toprağını karıştırıp avuçlayan çocukların, toprakta tohum varsa çiftçi, böcek varsa hayvancı olacaklarına inanılırdı. Yakın zamana kadar yağmurun yağmadığı ve kuraklık baş gösterdiği yıllarda çevre köylerde yaşayanlar bu tepeye gelip bir büyük baş hayvan kurban eder ve yağmur duası yaparlardı.

                Bugün taşlarla sınırlandırılmış bir tümsekten ibaret bu yalnız mezarın, yolu buraya düşen çevre sakinlerinden başka ziyaretçileri yoktur.

 

Devamını Oku

ERDOĞMUŞ KÖY EKMEĞİ

Hamurun ateşle bütünleşmesi sonrası bin bir emekle ortaya çıkan Erdoğmuş Köy Ekmekleri lezzetiyle biliniyor. Kokusuyla insanın iştahını kabartan, insanoğlunun bilinen en eski, en temel ve önemli gıda maddelerinden biri olan "Köy Ekmeği" zahmetli bir yolculuğun ardından sofralara geliyor.

Erdoğmuş’lu çiftçilerin yoğun mesai harcayarak tarlalarını hazırlamasının ardından titizlikle ekilen buğday, hasat sonrası değirmenlerde un haline getirildikten sonra, köy kadınlarının ellerinde ekmeğe dönüştürülüyor.

Köylü kadınlar ayda iki ya da üç kez ekmek yapmak için tam gün ayırmak zorunda. Ekmek yapılacağı günün bir gün öncesi az bir ekşi mayadan maya üretilip çoğaltılır ve üretilen maya olgunlaşması için sabaha kadar beklemeye bırakılır. Kadınlar sabahın erken saatinde kalkarak, elek yardımı ile unu eledikten sonra su, tuz ve maya katarak, ılık su ile hamuru yoğurur  sonra da yaklaşık 2 saat dinlendirilen hamur, maharetli ellerde bezeler haline getirilir. Hamur bezeleri kabarması için 15 dakika daha bekletiliyor. Daha önceden odun yakılarak ısıtılan ve belli bir sıcaklığa erişen fırına yerleştirilen ekmeklerin pişmesi bekleniyor. Yaklaşık bir buçuk saat kadar fırında pişirilen ekmekler fırından çıkartılıp yenmek üzere sofralarımızdaki yerini alıyor.

Köyde herkeste fırın yoktur. Fırın az sayıda kişide olduğu için çoğu kişi mahallesindeki fırını bulunan kişilerde ekmek yada belli bir ücret karşılığında ekmeğini pişirir. Fırını olan işletmeci kadınlara da fırıncı diye hitap edilir.

İşte Erdoğmuş Köy Ekmeğinin hikayesi de böyle.

Devamını Oku
Page 2 of 16
Top