ErdoğmuşNet
ARICA KÖYÜ (Mınımak)
Murat Dağı’nın güneydoğusunda yükselen Karadona Tepesi’nin doğu yamaçlarında yer alan 79 evli, orman içi köyün ismidir.
Gediz’e 18 Km uzaklıktaki Arıca, sarıçam ağırlıklı bir orman kuşağının içinden akan Çokrağan Çayı’ nın iki yakasında şekillenmiştir. Orta ve Yukarı mahalleler çayın batısında, Dere Mahallesi ise doğusunda gelişmiştir. Yerleşimin temel geçim kaynağını tarım, hayvancılık ve orman işçiliği oluşturur.
Köyün geçmişine dair ayrıntılı bilgi olmamasına karşılık köyün doğusunda, Mezarüstü diye anılan yörenin yakınlarındaki Çingene Yurdu’nda hangi döneme ait olduğu bilinmeyen mezarların bulunması, buranın geçmiş yüzyıllarda da yerleşim alanı olarak seçildiğini göstermektedir. Geçmişte mezar alanında yapılan kaçak kazılarda, içinde iskelet bulunan toprak küplerin ortaya çıkarılmış olması da bu olasılığı destekler niteliktedir.
Bugünkü köyün 700 yıl öncesine uzanan bir geçmişi vardır. Bir rivayete göre köyü kuran bir Yörük aşireti, önce Emlin diye anılan yörede, Koyunköprüsü civarında yerleşmişti. Bu gün bu bölgede görülen kimi yapı kalıntıları anlatıla gelen rivayeti doğrulamaktadır. Dahası Emlin adının da 1530’larda Erdoğmuş Ovası’nı sulayan İlemin Arkı’ndan geldiği de açıktır.
İlemin’de bir süre eğleşen oba, daha sonra sırasıyla Kızılçukur, Akkuşağzı ve Kırkoluk’ta konakladı. Aşiret yüz yıl boyunca sürüp giden bu yer değiştirmelerin ardından bugünkü köyün yerinde Manamak adıyla bir mezra kurarak yerleşik düzene geçti. Manamak adının Arapçada, “sarp, sağlam, ele geçmesi güç yerin hali, sarplık çetinlik” anlamına gelen “menaat’tan” geldiği sanılmaktadır. Belli köy bu adı, kurulduğu coğrafyanın sarp ve dik yapısından almıştı. Manamak XVI. Yüzyılda Uğurlu-Gömü Köyü’ndeki bir çiftliğinde adıydı. Bu çiftlikle Manamak Köyü’nün bir ilgisi olup olmadığı bilinmemektedir.
Manamak Yörükleri yerleşik düzene geçtikten sonra bile, geleneksel yaşam tarzlarından vazgeçmediler. Nisan ayının başlarında keçi ve koyun sürüleriyle Çiçekli, Samanlı ve Dörtaharlı yaylalarına göçen halk, köye ancak Kasım ayının sonlarında dönerdi. Kıl çadırdaki yayla hayatı hayvan otlatma, süt sağma, yoğurt, peynir ve yağ üretme gibi uğraşlarla sürüp giderken, bir yandan da tahıl üretimi yapılırdı.
Osmanlı döneminde kıl dokumaları, keçeleri, ahşap mimaride çok kullanılan yırtma tahtaları ve direkleri ile anılan köy, yakın geçmişte de balı ve odunu ile tanınıyordu. Köyün batısındaki tepede Kadys’in fethi sırasında şehit düşen Karadona Bey’in mezarı vardır. Halk arasında ulu bir evliya olarak bilinen Karadona Bey’in mezarı yörenin önemli ziyaretgâhlarından biriydi. Halkın Evliyatepe olarak andığı bu tepe de yağmur duaları yapılır, hayır aşları pişirilip dağıtılırdı.
Bu gün köyde sırasıyla 1951, 1960, 1985, 1992 ve 2000 yıllarında inşa edilen bir cami ile dört mescit bulunmaktadır.
Resmi kayıtlarda Manamak, Mınamak ya da Munumak biçimlerinde yazılan köyün adı 1960’lı yıllarda, köyün kalitesi ile ünlü ballarını simgelemek üzere Arıca olarak değiştirildi. Köyün nüfusu 1935’te 203, 1950’de 258, 1997’de 407, 2007’de 440 ye kadar yükselmiş ancak 2016 yılında 332 ye gerilemiştir. Bu da köyün son yıllarda göç vermeye başladığını göstermektedir.